Beslenme

Beslenme, tedavi süreci ve sonrasında önemli bir yer tutar. Doğru beslenme, kendinizi daha dinç ve iyi hissetmenizi sağlar, olası yan etkilenin daha kolay tolere edilmesine yardımcı olur.

Pankreas kan şekeri kontrolü ve sindirim mekanizması üzerinde etkileri olan bir organdır. Bu yüzden tüketilen gıdaların içindeki besin öğelerinin emilimi ve vücut bütünlüğü için önemlidir.

Pankreas kanserinde sık karşılaşılan sorunlara bakıldığında bulantı ve kusma, iştahsızlık, ağırlık kaybı, tat dokusunda kayıplar-gıdaların tadını tam olarak alamama ve barsak problemleri şeklinde karşımıza çıkar. Bu sorunlar kimi zaman hastalığın kendisinden kimi zaman seçilen tedavinin yan etkilerinden kimi zamanda her ikisinden de kaynaklanabilir. Dolayısıyla şikâyetleri çözüme ulaştırmak için sorunun iyi belirlenmesi gerekmektedir. Bu şekilde hareket etmek yaşam kalitesini ve tedavinin verimliliğini arttıracaktır.

Değişikliklere ve çözümlere bir bakarsak;

Duyusal değişiklikler: Tedaviye bağlı kokuya karşı hassasiyet sık görülen bir sorundur. Bulantı ve kusmayı uyarabilir. Buna bağlı olarak gıda tüketiminde azalma ve ağırlık kaybı görülür. Bu şikâyetleri azaltmak için düşük aromalı gıdaların seçimi, ılık veya soğuk gıdalara yönelmek, yemek öncesi ağzın karbonatlı su ile çalkalanması, metal yerine ahşam kaşık vb. kullanılması yardımcı olacaktır.

Sindirim sistemindeki değişiklikler: Pankreas sindirim enzimleri salgılayan bir organdır. Bu organda bir hasar meydana gelmesi sonucunda bu enzimlerde de sorunlar oluşabilir ve buna bağlı olarak emilim problemleri (malabsorbsiyon) gelişebilir. Bu durum tüketilen gıdaların içindeki besin öğelerinin tam olarak emilememesine ve besin yetersizliği çıkmasına neden olur. Bu durumlarda emilim mekanizmaları için bir beslenme planı, gerekirse gıda destekleri ve sindirim enzimleri kullanılabilir.

Kan şekerinde değişiklikler: Pankreasın bir diğer işlemi de kan şekerinin kontrolü üzerinde çok önemli payı olmasıdır. Özellikle insülin salgılayan bölgelerde meydana gelen sorunlarda kan şekerinde önemli değişiklikler oluşabilir. Bu durumda eğer bir insülin eksikliği varsa dışarıdan insülin planlaması yapılabilir. Ayrıca hastanın kan şekeri kontrolü için beslenmesini bir diyabet (şeker hastası) gibi devam etmesi gerekir. Kan şekeri dengesini etkileyen bir diğer nokta ise sindirimdeki yetersizliğe bağlı olarak gıdaların vücuttan hızlı atılması olabilir. Bu nedenle beslenme planı yapılırken kolay sindirilebilir ve kan şekerini çok yükseltmeyen gıdalara yönelmek gerekir.

Genel olarak baktığımızda, meyve sebze tüketimin ön plana çıkması gerekir. Günlük meyve-sebze tüketimini 5 porsiyon ( 200-300 gram meyve, 200-300 gram sebze şeklinde) olarak gerçekleştirilmesi gerekiyor. Beyaz (rafine-sofra şekeri) kullanımının azaltılması veya hiç kullanılmaması gereklidir. Bu gıdanın kullanımı hem kan şekerini etkileyecektir hem de besleyici değeri olmayacağı için vücut için iyi bir gıda değildir. Protein kaynakları önemlidir. Yumurta, peynir, yağsız et ve balık, yoğurt kullanılabilir. Gün içinde bunların eşit dağıtılarak kullanılması daha iyi olacaktır. Yağ tüketimi, sindirimde sorunlar olacağı için azaltılmalıdır. Özellikle zeytinyağı ve fındık yağı kullanımı az olmak koşulu ile tercih edilebilir.

Yiyeceklerinizi diyetisyen kontrolünde planlamanız size yardımcı olacaktır. Diyetisyen, yerken kendinizi rahat hissedebileceğiniz, vitamin-mineral ihtiyaçlarınızı karşılayacak yiyecekleri seçmenizde size yardımcı olabilir. Doktorunuz, kilo kontrolünüzü yapacak bulantı, kusma, ishal gibi problemlerinizi size soracaktır. Beslenme probleminiz yeterince hızlı düzelmiyorsa, damardan beslenmek gibi bir yöntem sunulması mümkündür. İştahı artırmak amacı ile megestrol asetat (megace, borea) ve düşük doz kortikosteroid içeren ilaçlar hekim önerisi doğrultusunca kullanılabilir.


Diğer Konular