Kemoterapi ve Sanat Evi’mizde kemoterapi alan ve klinikte yatan hastalarımıza deneyimli sanatsal tedavi ekibimiz ile el işi ve resim aktivitelerimiz, gün boyu devam etmektedir. Hastaların memnuniyetlerini artıran, yaşamlarını ve tedaviye bakışlarını değiştiren bu aktivitelerin tedaviye karşı motivasyonu, hastaların yaşam kalitelerini ve kliniğe adaptasyonlarını arttırdığına yürekten inanmaktayım.
Hasta ve hasta yakınları ve klinik çalışanlarına yönelik yoga aktiviteleri, dünyada bilimsel otoritelerce tavsiye edilmektedir. Çok sayıda bilimsel makalede, yoganın kanserli hastalarda uyku bozukluğu, mood bozukluğu, anksiete ve diğer yaşam kalitesi parametreleri üzerine olumlu yönde etkisi olduğunu kanıtlanmıştır. İçerisinde gevşeme, germe, hayalde canlandırma ve meditasyon gibi öğeler barındıran yogayı beyin kanserli hasta ve ailelerine önermekteyim.
Pankreas kanseri hastalarda tanı ile başlayan, kemoterapi, cerrahi müdahale ve/veya radyoterapi ile devam eden tedavi süreci, hasta ve ailesi için son derece yaralayıcı olabilmektedir. Pankreas kanseri tanısı alan hastalar ve aileleri psikolojik rehabilitasyona ihtiyaç duyabilirler. Bu noktada hasta ve yakınları, doktorlarının önerileri doğrultusunda psikolog ve psikiyatr desteği almaları gerekebilir.
Diğer yöntemler, (akupunktur, refleksoloji, hipnoterapi, dinsel tedaviler) gelişmiş ülkelerde yer alan onkoloji kliniklerinde, bilimsel kanıtlar doğrultusunda yardımcı yöntemler olarak uygulanabilmektedir. Akupunktur ağrı, halsizlik, ateş basması gibi hastanın yaşam kalitesini düşüren şikayetleri azaltmakta etkili olabilecek bir yöntemdir. Ancak bu yöntemlerin kullanılmasında amaç, kanserin akupunktur ile tedavi edilmesi değil, hastalığın veya tedavinin neden olduğu tatsız yakınmaların giderilmesine yönelik olmalıdır.
Pankreas kanseri tanı ve tedavilerinden sonra iyileşen hastalar her üç ayda bir rutin kontrole çağrılırlar. 1-2 yıllık yakın takipten sonra bu süre 6 aya çıkarılabilir. Erken tanı için pankreas kanserine yönelik yararı kanıtlanmış bir yöntem henüz yoktur.